Baro suç duyurusunda bulundu, savcı ifade alıp bıraktı
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Kulp’ta bir kız çocuğunun evlendirildiğine dair ihbar aldıklarını ve buna dair “çocuğun cinsel istismarı” şeklinde soruşturma başlatılması yönünde talepte bulunduklarını, ancak şüphelilerin ifadelerinin alındıktan sonra serbest bırakıldığını belirtti.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, resmi twitter hesabından, 26 Ocak günü kendilerine gelen ihbar ile Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 15 yaşında olduğu iddia edilen bir kız çocuğunun evlendirileceği ve düğün davetiyesinin de bulunduğu bilgisinin kendilerine iletildiğine dair bir açıklama yaptı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Konuya ilişkin olarak derhal Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına Merkezimiz üyesi avukatlar tarafından ihbarda bulunularak, durumun vahameti anlatılmış, çocuğun yüksek yararı gözetilerek acil olarak gereğinin yapılması ve bu hususun çocuğun cinsel istismarı olarak kabulü ile şüpheliler hakkında soruşturma başlatılması talep edilmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla ihbar dilekçemiz Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiş ve nöbetçi savcı ile derhal görüşme sağlanmıştır.
ÇOCUĞUN EVLENDİRİLMESİ ENGELLENEMEDİ
Kulp Cumhuriyet Başsavcılığınca tüm şüphelilerin ifadesi ve çocuğun beyanı alındıktan sonra TCK 104’üncü madde gereği çocuk ve ebeveynleri tarafından şikayette bulunulmadığından şüpheliler serbest bırakılmışlardır. Akabinde Merkezimizce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Alo 183 Şikayet Hattı aranıp duruma ilişkin kayıt oluşturulmuştur. Gereken tüm hukuki ve kurumsal girişimlerin yapılmasına rağmen söz konusu bu durum engellenememiş ve maalesef kız çocuğu, hiçbir açıdan doğru olmayan bir biçimde, tüm mahalle sakinlerinin huzurunda düğün yapılarak alenen evlendirilmiştir.
Tüm bu olanlar bizlere kız çocuklarının eğitiminden mahrum bırakılarak, bedensel ve ruhsal gelişimlerine uygun olmayan yaşta evlendirilmesi olgusundan toplumsal olarak kurtulamadığımızı bir kez daha göstermiştir. Çocuk gelin kavramını kabul etmediğimizi, bu iki kelimenin yan yana getirilmesinin çocuk algısı hususunda sıkıntılı bir durum olduğunu bilmemize rağmen, yaşanılan ve engelleyemediğimiz bu olgu bizleri derinden yaralamıştır.
Çocuk yaşta evlilikler konusunda ulusal mevzuatımızdaki boşluk nedeniyle önlenemeyen bu olguya karşın, tüm yetkilileri Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve CEDAW Sözleşmesini hatırlatarak, gerekli hukuki sürecin işletilmesini ve benzer vakaların önüne geçmek için gerekli koruyucu ve önleyici tedbirleri almaya davet ediyoruz.”
İlgili Galeriler