Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin Genel Kurul görüşmelerinde konuştu.
Bütçe maddelerinin tamamını okumanın teknik açıdan mümkün olmadığını belirten Baş, "Sanki bir bütçe tasarısı üzerine konuşuyormuşuz gibi yapmayalım. Bakın, değerli arkadaşlar, 13 bin sayfa diyorum. Bundan en 600-700 tane basıldı, hepimize dağıtıldı. Yazık ya, memleketin ağacına yazık yani boşu boşuna o ağaçları katlediyoruz. Hiç kimse bunları okumuyor. Şimdi, böyle bir tartışma bence olmaz" dedi.
Erkan Baş konuşmasını şöyle sürdürdü:
Şimdi, değerli arkadaşlar, bana göre en büyük suç halka yalan söylemektir, halka yalan söylemek en büyük suçtur ve burada sanki bir bütçe tasarısı üzerine konuşuyormuşuz gibi yapmayalım. Maalesef okumuyorsunuz ve maalesef Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı diyor ki: 'Parmak kaldırma makinesi.' Ben buna sadece üzülüyorum ve sizleri uyarıyorum, siz okumuyorsunuz, bakın, başkalarının okumasına da izin vermiyorsunuz çünkü bu bütçeyi kaçırmak istiyorsunuz, bu bütçeyi milletvekillerinden kaçırmak istiyorsunuz. Daha önemlisi, bu bütçeyi işçilerden, emekçilerden kaçıyorsunuz, halktan kaçıyorsunuz, saklıyorsunuz. Niye saklıyorsunuz biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Bakın, burada, dünya şampiyonlukları kazanıyorsunuz. Ne de kazanıyorsunuz? Dünyada en çok kamu ihalesi alan 10 şirketi -Cengiz, Limak, Kolin, Kalyon, MNG- siz yaratmışsınız. Bu bütçe bunları yaratıyor değerli arkadaşlarım. Bakın, sonra ne oluyor biliyor musunuz? Atanamadığı için insanlar üzüntüden kanser oluyor, bunalım kurbanı oluyor, canına kıyıyor, inşaatlarda amele oluyor, çorbacılık yapıyor, lokantacılık işine girmek zorunda kalıyor. Sonra, annelerin canına tak ediyor, hayatlarına son veriyorlar, ondan sonra çocuğuna kıyafet alamadığı için babalar intihar ediyorlar, ondan sonra maddi sıkıntı nedeniyle aileler kendilerini topyekûn intihar ediyorlar.
Sonuçta değerli arkadaşlar, şunu bilmenizi istiyorum: Sizin hazırladığınız bu bütçe ne biliyor musunuz? Şu Yusuf Yerkel var ya sizin kadronuz, işçiye tekme atan Yusuf Yerkel, aslında siz bu kitapları işçilerin, emekçilerin, yoksulların kafasına atıyorsunuz. Ya, buradaki tekmeyle sizin sunduğunuz şu bütçe arasında işçiye sunulanlar açısından bir fark yok. Niye yok biliyor musunuz arkadaşlar? Çünkü, Tayyip Erdoğan'ı hepimiz tanıyoruz değil mi? Kasımpaşalı, civanmert, delikanlı; öyle bildik, öyle tanıdık. Bu arada geçen dönemde ne oldu? Bakın, önce bir kaçak saray oldu, o Kasımpaşa'daki gecekondudan çıktık, bir kaçak sarayımız oldu. Yetti mi? Yetmedi. Bir tane yazlık saray yaptık. Yetti mi? Yetmedi. Uçan saray yaptık. Yetti mi? Yetmedi mi? En son bir tane de yüzen saray yaptık, geldik. Kasımpaşa'dan çıktık, saraylar şahı olduk, saraylar padişahı olduk.
"DAVUTOĞLU DOLANDIRICILIK YAPTI, SANIRSINIZ ERDOĞAN MUHALEFETTİ"
Değerli arkadaşlarım, bakın, geçen gün bir şey oldu, Tayyip Erdoğan beraber yürüdüğü, beraber ıslandığı arkadaşlarıyla ilgili konuşmaya başladı ve dedi ki: "Davutoğlu ve Babacan dolandırıcılık yaptılar." TEKEL özelleştirilirken rantçılık yaptıklarını söyledi. Sanırsınız kendisi o zaman muhalefetteymiş ha, öyle şey yapıyor.
Şimdi, bu TEKEL bizim yüreğimizin yarası. Niye biliyor musunuz? Siz belki yine buralarda oturuyordunuz, ben TEKEL işçileriyle beraber şu Sakarya Caddesi'nde çadırda yatıyordum, bu TEKEL özelleştirilmesin, TEKEL satılmasın, TEKEL işçileri işsiz kalmasın diye. Şimdi öğreniyoruz ki işler bozulunca öğreniyoruz ki TEKEL aslında peşkeş çekilmiş. Yani biz bunları söylediğimiz için polisten dayak yerken aslında bunlar yapılmış.
"HALKIN MALINA ÇÖKENDEN HALKIN MALINI ALALIM"
Hani hep soruyorsunuz ya "Kaynak nerede? Kaynak nerede?" Bakın, sizin Genel Başkanınız itiraf etti, dedi ki: "TEKEL'in arazisini şahıslar kendilerine peşkeş çekmişler." Ben başka sayayım mı? Paşabahçe, Erdemir, İsdemir, TEKEL, Sümer Holding, şeker fabrikaları. Yani siz özelleştirme rekoru kırdınız; bu memleketin işçisinin, emekçisinin alın teriyle, babalarımızın, dedelerimizin alın teriyle yapılan her şeyi sattınız. Kaynak mı arıyorsunuz? Hadi gelin, kaynak bulalım. Hadi şu, halkın olanlara, o peşkeş çektiklerinizin hepsine yeniden halk adına el koyalım, bakalım o zaman memlekette emeklilikte yaşa takılanlar için kaynak çıkıyor mu, yoksullar için kaynak çıkıyor mu, asgari ücreti artırmak için kaynak çıkıyor mu. Varsa cesaretiniz biz hazırız. Bu bütçeyi gerçekten tartışmak istiyorsanız, kaynak yaratmak istiyorsanız, halkın malına çökenlerden halkın malını geri alalım, hepsini kamulaştıralım diyorum."